2014 Mart ayı yerel seçimlerinde Belediye Başkan Aday adayları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. İpsala’da Ak Parti’den Belediye Başkan Aday adaylığı için Mehmet Kerman İpsala Belediye Düğün Salonu’nda kalabalık bir katılımla adaylığını açıkladı. Mehmet Kerman’ın açıklaması şöyle:
“Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine” diyor büyük şairimiz Sezai Karakoç, biz de öyle yapalım ve söze gülle, “Gül’ün adıyla başlayalım. Bu coşkulu katılımız beni çok onurlandırdı.
Nazik katılımınıza, söylenecek her türlü takdir sözü eksik kalır. Sizleri, uzaktan yakından gelerek burada toplayan tek gücün, şahsım değil; sevgi olduğunu, İpsala sevgisi olduğunu, İpsala’ya hizmet etmek ve İpsala’da AKPARTİ belediyesini kazanmak olduğunu biliyorum. İşlerinizi bırakıp gelerek sizleri burada toplayan gücün, şahsım değil; sevgi olduğunu, AKPARTİ sevdası olduğunu, biliyorum Yunus gibi; “Elif okuduk ötürü, Pazar eyledik götürü Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü” diye seslenen Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan sevgisi olduğunu biliyorum.
Sizi burada toplayan gücün, şahsım değil; İpsala’nın 25-30 yıldır devam eden ve artık kangren haline gelmiş sorunlarına, dertlerine, İpsala’nın çilesine “Artık Yeter!” diye haykırmak arzusu olduğunu biliyorum…
Sizi burada toplayan gücün, şahsım değil; yıllarca, İpsala’yı ve İpsalalı’yı yok sayan, “az olsun benim olsun” diyen ve bundan vazgeçmek istemeyen, İpsala’ya hizmet etmek yerine, İpsala’yı siyasi amaçları için bir vasıta olarak kullanmak isteyenlere: “Miadınız, kullanım süreniz dolmuştur. İpsala artık AKPARTİ belediyeciliği için daha fazla beklemeyecektir!” diye haykırmak isteği olduğunu biliyorum.
Sizleri buraya toplayan gücün, Yine şahsım değil; AKPARTİ’li tüm arkadaşlarımız arasında, geçmişte bu partiye hizmet edenler ve bugün görevi başında olan arkadaşlarım arasında, zerre kadar kırgınlık olmadan, zerre kadar yanlışlık yapmadan, zerre kadar kin ve nefret duymadan, sevgi içinde, geçmişte yapılmış hata ve kusurları sevgi ve af kazanında eriterek, birlik ve beraberlik demiri yapmak, arzusunda olduğunuzu biliyorum…
Sizleri burada, Böylesine güzel ve anlamlı bir beraberlik içinde toplayan gücün, Sağlık Bakanımız sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nun: “Nefsinizin sesine değil, vicdanınızın sesine kulak verin ve birlik olun” çağrısı olduğunu biliyorum… O yüzden buradasınız… O yüzden bugün, burada, gerçek bir gönül seferberliği başlatmak için buradasınız. Sözlerime başlamadan bu gönül seferberliğini sizlerin “hazırız” sedasıyla başlatmak istiyorum ve soruyorum:
İpsala’ya, AKPARTİ belediyeciliğini kazandırmak için, Yeni bir gönül seferberliği için, İpsala’ya başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı getirmek için, Akparti olarak, İpsala’nın bütün insanlarıyla birlik ve beraberlik içinde, durmadan ve yorulmadan çalışmak için: HAZIR MISINIZ?
Çok teşekkür ederim. Sesiniz İpsala’ya hizmet bekleyenlerin yüreklerine cesaret verdi. Bu cesaret ve destekle, AKPARTİ İpsala Belediye Başkanı aday adayı olduğumu, HAYIR! HAYIR! aday olmak değil İpsala Belediye başkanı olmak için bu yola çıktığımı buradan açıklıyor ve ilan ediyorum. Ben de İpsala’da AKPARTİ belediyeciliği için sonuna kadar “hazırım” arkadaşlar…Çünkü bir uygarlık oldu bizim için, hem de bir ömür boyu değil, bin ömür boyu süren bir uygarlık oldu bizim için İpsala…
İpsala söz konusu olduğunda, dünyanın hiç bir sözü bir anlam ifade etmedi bizim için… İpsala söz konusu olduğunda, hiç bir meşguliyet önemini muhafaza edemedi bizim için… Öncemizdi, sonramızdı, eskimizdi ve yenimizdi İpsala’mız… İşte bizim için bu kadar büyük anlamı olan İpsala için, İpsala sevgisi adına, sizlerle birlikte, sizlerden güç alarak, uzun bir yoldan, zorlu bir yolculuktan geliyoruz ve yine zorlu, meşakkatli ve bir o kadar da onurlu bir yolculuğa hep beraber çıkıyoruz dostlarım…
Bizim sizlerle İpsala için yaptığımız yolculuk; altının ateşle imtihanı gibi, çeliğin suyla sınavı gibi meşakkatlerle sınandığımız bir yoldu, dostların gül, düşmanların taş attığı bir yolculuktu… Yol uzundu, yolculuk zorlu. Denendik, sınandık, örselendik, sigaya çekildik, bazen usulca, bazen hoyratça. Ama biz bu yolculukta; İpsala’ya, İpsalalı’ya sığındık; İpsala insanının sevgisine sığındık. Ama biz bu yolculukta, yüzümüzü, kalbimizin güneşi olan bu şehre, İpsala’ya ve onun değerli insanlarına döndük her zaman…
Yüzümüzü kalbimizin güneşi olan İpsalaya döndük, çünkü gölgemiz önümüzde olmasın, gölgemiz kalbimizin güneşiyle aramıza girmesin istedik. Bu yüzden yüzümüzü, kalbimizin güneşi olan İpsala’ya döndük Ve her zaman gölgemiz arkamızdan yürüdü…
Çok şey öğrendik bu yolculuğumuzda… Ağlamayı öğrendik en evvela… Ağlarken tebessüm etmeyi öğrendik. Sevginin, sevincin, mutluluğun paylaşıldıkça çoğaldığını, hüznün de paylaşıldıkça azaldığını öğrendik…İnsanın dostları olması gerektiğini öğrendik… Asla vazgeçemeyeceği dostları… Hani ıssız bir adaya düşse yanında olmasını isteyeceği üç şeyden biri olarak sayabileceği dostları… Varlıkta ve yoklukta, sevinçte ve tasada birlikte olacağı dostları…İnsanın dostları olması gerektiğini öğrendik…Gözyaşını gözden gizlice silen dostları…
Sevginin, İpsala’yı sevmenin, garip bir yangın olduğunu, bu yangının yaşaması ve büyümesi gerektiğini, yaşaması ve büyümesi için de bu yangına her şeyimizi atmamız gerektiğini, zamanımızı, dehamızı, gururumuzu, maddi imkanlarımızı kısacası her şeyimizi o yangına atmamız gerektiğini ve sonunda “kül” olmamız gerektiğini öğrendik, bu yolculuğumuzda… Aydınlatmak için yıldız olmak gerektiğini, yıldız olmak için de yanmayı göze almak gerektiğini öğrendik, bu yolculuğumuzda. Kırılmamayı öğrendik en çok. Dostun attığı gülden bile Kırılmamayı. Gerçek bir gönül hareketi olan bu yolculuğumuzda, uzun yıllar birlikte çalıştığımız gönül insanlarından, ancak birbirimize tutunmamız gerektiğini öğrendik. “Bir” olmayı,“Bir”lik olmayı öğrendik. Birliğin zıddının “hiçlik” olduğunu öğrendik… Çıktığımız yol dikenliydi, yolculuğumuz uzun ve zorlu…
Ferhad dağı deldi kendi yolculuğunda, Tahir mermerde gül açtırdı, Yusuf zindanı gül bahçesi yaptı, biz de, İpsala için sabrın ve sevginin tunçtan kalesini inşa ettik gönüllerimize…Umudun üstüneydi, sevginin üstüneydi, barış ve kardeşliğin üstüneydi nefes alış verişimiz…Bazen Aliya oldu, Aliyaİzzetbegoviç oldu direncimizin mihenk taşı. Ondan: “Dünyanın muktedir ve güçlü düşmanların yanında, narin ve zayıf dostlarla dolu” olduğunu öğrendik… Birileri için lüks tüketim malı gibi algılanmış olsa da, doğru olanı yapmak ve doğruyu yapmaktan ayrılmamak oldu bu yolculukta vazgeçmediğimiz tek hasletimiz… Kırıldık, örselendik, berkitildik ama, ama bu hasletimizden zerre kadar taviz vermedik…
Doğruyu yapmış olmanın, doğrudan asla ayrılmamanın sönmez ışığı yol gösterdi bize, en karanlık zamanlarımızda. Belki de bu yüzden ertelensek de, ötelensek de hiçbir zaman gündelik hesapların içinde olmadık…
Dostlarım!
Sizlerle birlikte, sizlerin “Mehmet Kerman”ı olarak, Sizlerin Mehmed’i olarak, sevdamızın adı ve adresi olan İpsala için, uzun bir yoldan ve zorlu bir yolculuktan geliyoruz ve yine uzun ve zorlu bir yolculuğa çıkıyoruz…Biz bu uzun yoldan ve zorlu yolculuktan, unutmadan geliyoruz, unutturmadan, dostluğun, umudun ve direnmenin gülünü soldurmadan geliyoruz… Gün barış günüdür, geçmişte istemeden kırmış ve kırılmış olabiliriz, ama bugün barış ve sevgi günüdür. Bilesiniz ki; Yüreğimizde, bu memlekete hizmet etmekten başka hiçbir hesap yoktur. Kimseye kin ve nefretimiz yoktur. Bilesiniz ki; Yüreğimizdeki ateş; AKPARTİ bayrağını İpsala’da gökyüzüne çekmek ve AK belediyecilik örneğini İpsala insanına sunmak için yanmaktadır. Bilesiniz ki; Ne dün, ne bugün ne de yarın; korkumuz olmadı hiç…
“İnmedi bir gün bile gözlerimize, karlı bir kış akşamı gibi karanlığı korkunun…” Bilesiniz ki; Yüreğimizdeki rüzgar; Genel Başkanımız ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a; “İpsala Belediyesi AKPARTİ’nindir .Sayın Başbakanım!” müjdesini vermek ve onun mücadelesine güç katmak için esmektedir. Bilesiniz ki; “Işıklı büyük, ışıklı geniş ve sınırsız bir limana, dümen suyumuzda sürükleyeceğiz, en zorlu, en derin, en azgın, en dalgalı denizi….”
Bilesiniz ki; yüreğimizde, dağlar kadar sabır, denizler kadar sevgi, ormanlar kadar azim ve irade vardır…
Hepinize en kalbi şükranlarımı sunuyor ve bir kere daha yüreğimden gelen bir sesle sesleniyorum:
“DURMAK YOK, YOLA DEVAM”
www.kesanhalkinsesi.com
(Videolu Haber)