Keşan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 95’ncü yıldönümü 19 Kasım 2017 Pazar günü törenle kutlandı.
Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen saat 10.00 sıralarında başlayan tören, Cumhuriyet Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Hakan Taş’ın sunumunda gerçekleştirildi.
Törene; Keşan Kaymakamı Nuri Özder, CHP Edirne milletvekilleri; Okan Gaytancıoğlu ve Erdin Bircan, Keşan Belediye Başkanı Opr. Dr. Mehmet Özcan, Keşan Garnizon Komutanı P.Albay Öztürk Mustafa Yılmaz ile daire amirleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Çelenklerin Atatürk Anıtı’na sunulmasının ardından, Keşan Belediye Bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı söylendi.
Programda daha sonra, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Edirne Milletvekilleri Rafet Sezen, Okan Gaytancıoğlu ve Erdin Bircan’ın kutlama mesajları okundu.
Tören, Keşan Belediye Başkanı Opr. Dr. Mehmet Özcan’ın günün anlam ve önemine ilişkin konuşması ile sürdü.
ÖZCAN, TÖRENDEKİ KISA BİR TARİH TURUNA ÇIKARDI
Özcan konuşmasında başta tören alanında bulunan gençleri olmak üzere herkesi soğuk havaya rağmen ilçe geçmişini de içeren kısa bir tarih turuna çıkardı.
Özcan konuşmasında şunları söyledi: “Sayın Kaymakamım, sayın milletvekillerim, sayın Tugay Komutanım, sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, değerli hemşehrilerim ve sayın basın mensupları bu mutlu günümüz hepimize kutlu olsun. Yapacağım konuşma orta yaş ve daha gençlere hitap edecektir. Biraz tarih gezisi olacak. Ama bunlara ihtiyacımız var. Görüyorsunuz yakın zamanlarda olmadık ve akla gelmeyecek şeyler oluşuyor. Bunun için geçmişi de bilmeye ihtiyacımız var. Değerli hemşehrilerim sevgili gençler, biz millet olarak Trakya Topraklarına 4 bin yıl önce Luvi Türkleri ile vardık. Ama bir şekilde tarih sahnesinden silindiler. Sonra Traklar onlar da silindiler. Bir ara Peçenekler uğramışlar onlar da asimile olmuşlar. Ama kalıcı olarak buraya geçişimizin ilk başlangıç tarihi Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile başlayan 1071’de Alparslan’la kazandığımız Malazgirt Savaşıyla başlamıştır. Orta Asya’dan gelen akınlarla Anadolu’yu adım adım Bizans’ın elinden alan Büyük Selçuklu daha sonra zayıflar ve Anadolu Selçukluları olarak tarih sahnesinde kalır. Onlar da kuvvetten düşer, 1299 yılında Söğüt İlçesi’nde Osmanlı Devleti kurulur. Osmanlı Devleti yavaş yavaş gelişmeye önce Bursa’yı alır ilerlemeye başlar. 2.padişahımız Orhan Bey zamanında büyük oğlu Süleyman Bey tarafından 1354 yılında Bolayır’a çıkılır Çimpe Kalesi’ne ve oradan 1359 yılında da Keşan’ı alırlar. 1361 de de zor coğrafya olduğu için, denizcilikte biraz zayıf olduğumuz için Gelibolu’yu alırlar ve elimize geçirirler. 30-35 sene kısa bir süre sonra Kosova ‘da oluruz. Padişahımız 1.Murat’tır. Avrupa’nın ortalarına çok kısa sürede gelinir. Bursa’dan sonra başkentimiz Edirne olur. 1402 yılında 1. Beyazıt’la bir kazaya uğrarız. Ankara Meydan Savaşı’nda Timur’a yeniliriz. Bereket Balkanlarda kökleştiğimiz için 42 yıl süren bir fetret döneminden sonra 54 sene sonra İstanbul alınır. Oradan 1516-1517’de Anadolu’nun tamam doğu kısmı İran’ın bir kısmı, Ortadoğu, Mısır ve Kuzey Afrika Osmanlı’ya katılır ve müthiş bir cihan imparatorluğu olur. Ama Muhteşem Süleyman’dan sonra işler biraz gerilemeye başlar. Yavaş yavaş Viyana Kapılarına kadar gitmiş olan Osmanlı İmparatorluğu geri çekilme dönemine başlar. İşte o zaman Balkanlarda müthiş sancılı bir dönem oluşur. Nerdeyse 200 yıla yakın bir süre ile Balkanlarda acılı günler aylar yaşanmıştır. Balkan karışıklıkları, ardından Osmanlı-Rus savaşı, Balkan Savaşı, 1.Dünya Savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu 1918’de Mondros Mütarekesi’yle silah bırakır ve bütün batılı ülkeler tarafından paylaşılmaya başlanır. Burası da 1919’da Yunanlılar tarafından işgal edilir. Ancak bu işgalden önce Osmanlı-Rus Savaş’ında önce 1829’da daha sonra hepimizin ecdadını iyi tanıdığı 93 harbi diye bildiğimiz 1877’de Gelibolu’ya kadar devam eden bir Rus işgalini biliyoruz. 1913’lerde buralar kısa süre Bulgar işgalinde de kalmıştır. Ama Osmanlı’nın silah bırakmasından sonra burası Yunanlıların eline geçer. Bu arada bir umut doğar, 19 Mayıs 1919 Sabahı Gazi Mustafa kemal Atatürk Samsun’a çıkar ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatır. O sırada buradaki insanlarımız da müthiş bir sivil direniş içerisine girerler. Başta Raşit Efendi olmak üzere Hayri Ağalar, Osman Ağalar, Murat Ağalar, Hasan Ağalar, Kadir Ağalar hem halkı korumak hem buraları savunmak için müthiş bir gayret gösterirler. Bunun haricinde Trakya Bölgesi’nde Yunan işgaline ciddi bir sivil direniş olduğu için Yunanlılar Kurtuluş Savaşı’na gönderilecek bir Kolordu’yu burada tutmak zorunda kalırlar. Bu da belki bizim Yunanlıların bir Kolordu ile daha Anadolu’ya girmelerini engellemiştir. O müthiş Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları bu milleti yoktan var edip Yunanlıları denize döktükten sonra anlaşma yapılır. Lozan Anlaşması imzalanır. O anlaşma ile Trakya Bölgesi de yavaş yavaş İstanbul’dan Meriç’e doğru anlaşmalar gereği geri teslim alınır. 1922 yılının 19 Kasım sabahı muhtemelen böyle bir sabahtır. Yüzbaşı Mehmet bey komutasında gelen askeri birliğimiz burasını teslim alır ve o zamandan beri de artık kalıcı olarak burası bizimdir, albayrağımızın dalgalandığı yerdir. Değerli gençler sevgili hemşehrilerim tarih tekerrürden ibarettir deler. Bu coğrafyalarda dik olmazsak, güçlü olmazsak İstanbul’un acısı hiç akıllarından çıkmaz bunların. Viyana önlerindeki tehdidimiz hiç önlerinden çıkmaz. 1071 hiç akıllarından çıkmaz. İşte akıllarından çıkmamasının en güzel örneğini de 2 gün önce devlet büyüklerimizi hedef tahtası yapan bir bilinçaltlarını gösteren bir olay yaşadık. Kurtuluş günümüzde emeği geçen, az önce bahsettiğim başta Raşit Efendi olmak üzere, ebediyete intikal etmiş bütün değerli hemşehrilerimi rahmet ve minnetle anıyorum. Bir kez daha Kurtuluş Savaşı ile bize ilelebet sürecek olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kazandıran başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün silah arkadaşlarına minnetlerimi ve şükranlarımı sunuyorum. Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar var olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar anlı açık başı dik olarak dünya medeniyetleri içerisinde devamlılığını sürdürecektir. Günümüz bayramımız kutlu olsun. Hepinize saygılarımı sunuyorum. “
Özcan’ın konuşmasından sonra Keşan’daki Ortaokullar arasında düzenlenen Şiir Yarışması’nda 1. Olan Delfin Balcı şiirini okudu.
HALK OYUNLARI GÖSTERİSİ SUNULDU, PİLAV AYRAN İKRAM EDİLDİ
Özcan’ın konuşmasının ardından Keşan Halk Eğitim Merkezi Halk Oyunu ekibi gösterilerini sundu.
Keşan Belediye Başkanı Opr. Dr. Mehmet Özcan da ekiple birlikte oynadı.
Tören belediye bandosunun konseri ile son buldu.
Törenden sonra saat 11.30’da Cumhuriyet Meydanı’nda Keşan Belediyesi tarafından halka pilav ve ayran ve lokma ikramında da bulunuldu.